Diş Hekimleri için
Pratik bilgiler
Bunları bilmiyor muydunuz
Bir sonraki baskıda yer alması planlanan konu başlıkları:
Her mobil dişe kuronlanmadan önce kanal tedavisi yapılmalıdır
Alveol kaybı Progresif seyreder. Her alveol kaybı vakasında yeteri kadar
beklenirse, bir süre sonra retrograd pulpit oluşur. Eğer siz hazırlıksız
yakalanıp kanal tedavisi yapmadan kuron yaptıysanız hem kuronu sökmek zorunda
kalırsınız hem hastanın gözünde prestijiniz azalır.
Kablo içerden koparsa nasıl bulunur
Bir cihazın kablosu genellikle kıvrım yerinden kopar. İçerde meydana
gelen kopuğu dışardan tespit etmek için röntgenini çekiniz. Şekilde kopuk
bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Sağıklı bireylerin arayüz fırçası ve kürdan kullanmasını doğru bulmuyorum.
Hastalarımıza diş ipi önermeyi anlamak mümkündür. Fakat arayüz fırçası
ve kürdanın sürekli kullanmayı önermenin dişlerin aralanmasına ve papil ezilmesine
sebep olacağı bellidir.
Resimde görüldüğü gibi en incesi 0.4 mm olan bir cisim iki dişin arasına
yıllarca sokulursa orası muhtemelen açılacaktır. İnterdental kemik geri
çekilecek, papil atrofiye olacaktır. Ki bunu klinikte görüyoruz.
Papil çekilip dişler aralandığı için ara yüz fırçası ve kürdan verilmiyor.
Belkide ara yüz fırçası ve kürdan verildiği için dişler aralanıyor ve papil
çekiliyor. Bunların kullanımının ortodontik tellerin arası ve köprülerin
altının temizliği ile sınırlandırılması gerektiğini düşünüyorum.
Ultrasonik titreşimler diş hekimliğinde nerelerde kullanılır
Bu tür titreşimler yoğunluğu birbirinden farklı olan tabakaları birbirinden
kopartmak için kullanılır.
- Diş taşını dişten kopartmak için
- Böbrek taşını sıkıştığı ureterden kopartmak için,
- Pas-oksit tabakasını metalden kopartmak için ,
- Smir tabakasını kanal duvarından kopartmak,
- Simanı dişten/kurondan kopartmak için
kullanılır.
. Ultrasonik diş temizleyiciler bu sebeple implantı yerinden gevşetirler.
El aletlerinin ultrasonik temizliğini yapan su havuzu en verimli
nasıl kullanılır
Ultrasonik temizleyicilerin etkinliği sıcaklık, süre, yüzey gerilim
ve şiddet ile doğru orantılıdır.
- Ayarlanabiliyorsa cihazın şiddetini artırın,
- süresini uzatın,
- sıcak su kullanın
- Bulaşık deterjanı damlatın
Farklı metalden yapılmış kanal aletleri birbirine temas ederse korozyonolur
mu?
Farklı iki metal birbirilerine temas ederlerse aralarında pil oluşur.
Kimi kaynaklar buna galvanik akım adını veriyor. Kimi kaynaklar elektrokorozyon
adını veriyor. . Altın bir yüzük ile platin yüzük veya gümüş yüzük aynı
çekmecede birbirlerine temas ederek bir süre bırakılırsa hepsinin yüzeylerinde
minicik çukurcuklar açıldığını, yüzeyin pürüzlendiğini görürsünüz. Olay
şu şekilde gerçekleşir. . Metallerin elektronegatiflikleri bulunur, her
metalin kendi elektrik yükü bulunur. Şu anda aklıma gelen gümüşün +222 mV
olduğudur. Buna benzer olarak her metalin yükü farklıdır. Birbirlerine temas
ettikleri zaman diferansiyel voltaj kadarı birbirlerine doğru akarak sıfırlanmaya
çalışırlar. Bu elektron transferi yüzeydeki metal atomlarında kayıplara
yol açar. Zaman içinde yüzeyde gözle görünen bozulmalar başlar. . Fakat
birbirinin aynısı 2 metalde elektronegativite eş olduğu için diferansiyel
voltaj (dV) sıfırdır ve akım akmaz. Yüzey koroze olmaz. Kanal aletelri
aynı metalden yapıldıysa birbirlerine temaslşarında sorun olmaz. . Ayrıca
eğer benim gibi kanal aletlerinidisinfektan solusyon içinde bekletiyorsanız
farklı metaller bile olsa, temas etmelerinde sorun olmayyacaktır. Çünkü
disinfektan su üzerinden devre tamamlanacak ve dV küçülecektir.
Hiç şikayeti olmayan bir dişin dentin dolgusundan sonra şikayetleri
olmaya başladıysa
sebebinin şunlar olabildiğini görüyorum
1- Önce asit sonra pulpa koruması yapılmış ise
2- Pulpa ve canlı dentin kaide ile tam olarak örtülmemiş çıplak kalmışsa
3- böylece Canlı dokuya asit bond kompozit temas ediyorsa
4- Dolgu yüksek veya ara yüze taşkın ise
5- Airotorun suyu az, ışığın gücü yüksek ise
6- Ardışık olarak bir kaç defa veya uzun süre kullanıldıysa vitalometre
pulpa hasarı yaratabiliyor . Antiseptik kullanılmasının olaya yakından ilişkisi
bulunmayabilir. Hatta tahriş yaratıp şikayetleri artırabilir. Dolgu, kaide,
bond markalarının bir önemi yok bence. Geçer diye bekleyip kendimizi kandırmamak,
oyalanmamak, mesai ve güven kaybetmemek gerekir. Çünkü ağrı geçerse pulpa
öldü anlamına gelebilir. Ölü pulpa uzun vadede mutsuzluk getirir. Böyle post-op
ağrı başladıysa kolları sıvayıp kanal tedavisine girişmek uzun vade başarı
için gereklidir.
Simantasyondan önce disinfektan sürelim mi?
Simantasyondan önce Aşırı tedbir ile olayı abartıp,
canlı çıplak dentini disinfektan ile silmek pulpayı tahriş
edip sessizce ölmesine sebep olabilir. Haftalar sonra apikalden
apseleşmeye başlayabilir.
Hastaya kendi ağzındaki çalışmamız hakkında bilgi
vermeli miyiz
Bu iş bebeğe mama vermek gibidir. Ağlamadan verilmez.
Ağladıkça mutlaka verilmelidir. Susunca durulur. Devam
edilmez. Susmadan kesilmez. Metilen mavisi hazırlamak
Çürük bulmak, kanal ağzı bulmak, dişte çatlak aramak,
plak göstermek gibi sebeplerle metilen mavisi solüsyonu
ağızda boya olarak kullanılmaktadır. Bu amaç ile akvaryum
malzemesi satanlardan veya ilaç firmalarından %1 lik metilen
mavisi satın alabiliriz. Daha sonra bunu arzu ettiğimiz kadar sulandırabiliriz.
En az 10 katı sulandırmak uygun olur. Daha sonra pamuk
ile dişe sürülür beklenir ve hasta ağzını yıkadınktan sonra
dişin yüzeyi incelenir. Diş beyazlatma işlemi bence
bir ölü doğumdur. İlk çıktığı günden beri herkes hiç bir
işe yaramadığını biliyor ama kimse bunu dile getirmiyor. Ne doğru
dürüst bir renk açılması oluyor ne de ertesi ay renk sabit
kalıyor. Hasta nasıl ağız bakımı yaparsa yapsın, diş hekimi
hangi marka peroksit kullanırsa kullansın sonuç genellikle
budur.
Hipo kazası
Dental injektörler daima 2 ml dir. Eğer hipo injektörü
5 ml lik olursa elimize alır almaz bunun anestezi olmadığının
kolayca farkına varırız.
İğne ucu olarak yine dental injektör iğnesi veya istediğiniz
kalınlıkta iğne takabilirsiniz.
Ucunu da daima bükünüz. Ucu bükük bir iğneyi istesek
bile saplayamayız veya derhal farkına varırız
Bu durumda meslek hayatınız boyunca hipo kazası yaşamayacaksınız.
(Benim gibi)
Soğuk ağrısı: Pulpanın kan dolaşımı artarsa - Çıplak dentinde
Korf lifleri uyarılırsa meydana gelir
Perküsyon ağrısı: Periodonsiyum su toplarsa (ödem olduğunda) meydana
gelir
Ankete veya bilim çalışmasına konu seçmek
Anketler sosyal
check-up yapar. Muhatabını yoklar, problar, fotoğrafını çeker, koklar, dokunur,
ip uçları verir. Elde edilen sonuçların bilime katkısı olması beklenir. Ürettiği
bilimi kullanarak bir sonra gelen bilim adamına meşale olmalıdır, yolu açmalıdır,
sonra gelenin işin kolaylaştırmalıdır, aydınlatmalıdır, basamak olmalıdır,
destek olmalıdır. Görünmeyeni göstermelidir. Görüneni veya Cevabı belli
soruları sorarak anket yaparsanız bilim üretilemez, bilimde ileri gidilemez,
bilimde gelişme sağlanamaz.
Üzerinde 5 yıldan uzun bir süre kuron bulunan dişlerin apikal
periodontit tedavilerinde kavite açma konusunda hekimin eğitim durumunun
ve tecrübesinin planlamaya etkisinin değerlendirilmesi. Sol üst
ikinci kesici dişlerin veya 2 kanallı sağ alt ikinci küçük azıların veya
sol alt kaninlerin, semptomatik pulpitis prulentaların tedavisi sırasında
interdental kavite açarken hekimin lastik örtü takma becerisinin ve hızının
pulpit tedavisinin planlamasına etkisinin değerlendirilmesi
Merhem formunda ilaç karıştırmak
Bazen ağız içerisinde çalışırken acele olarak merhem formunda bir ilacı
karıştırmak gerekebiliyor. Acele edip zaman ile yarıştığımız bir anda çekmeceyi
açıp siman camı aramak veya ilaç karıştırma kağıdı arayıp bulmak bize zaman
kaybettirebiliyor. İşte böyle durumlarda aynanın sırtını kullanabilirsiniz.
Temiz bir pamuk veya peçete ile ayna sırtını silip siman camı gibi kullanabilir
ilaç karıştırabilirsiniz. Zaman kazandırır.
Prevalans - insidans ne demek
Aralarında epey fark bulunmasına rağmen biz bunları günlük konuşma dilimizde
eş anlamlı gibi kullanabiliyoruz. Halbuki birisi oran diğeri sayı imiş
Prevalans= belirli bir zaman diliminde hastalıktan etkilenen bireylerin
sağlam bireylere ORANI
İnsidans = belirli bir zaman diliminde hastalanan insan SAYISI
O halde n sayıda popülasyon için şöyle bir formül yazılabilir mi?
Kavite disinfeksiyonu
Kaviteye ne sürersek sürelim sıfır mikrop elde edemeyiz. Sıfır mikrop
olsaydı bile dakikalar (veya saatler veya en geç gün) sonra, oradan uzaklaştırdığımızı
zannettiğimiz mikroplar geri gelir. Bu, acemice bir stratejidir. Pembe rüyadır.
temenniden ibaret bir senaryodur. Hiç kimsenin dişini, dolgusunun altını,
kanalın duvarını onlarca sene steril tutamayız. Hayaldir. Mikrobiyoloji
eğitimimden önce ben de sizin gibiydim. Mikroplar giderse infeksiyon gider
zannederdim. Asla geri gelmeyecekler zannederdim.
Endodontide ve diş tedavisinde doğru strateji şu olmalıdır: ekolojiyi düzeltip
mikropların bulunduğu ama çoğalmadığı, infeksiyona sebep olmadığı, hastalık
yaratmadığı, sayıların artmadığı çeşitliliğinin kısıtlı kaldığı ortamı hazırlamaktır.
Bu sebeple Lastik örtüsüz tedavi yapılırsa sterilite bozulur diye yazıldığını
okuduğumda, veya kanalın içine chx veya alkol sürüldüğünü okuduğumda, bakterilerin
bizlere gülümsediğini görür gibi oluyorum. Bakterileri çok iyi anlıyorum.
Ama kanala veya kaviteye chx sürülmesini anlamıyorum.
İmplant varken çene kırığı daha kolay olabilir.
Bir tahta parçasına kalın bir çivi çakılda ve tahta parçasını kırmaya zorlayacak
şekilde nüksek. Kırık hattı çivinin üzerinden geçer.
Pencere camına bir minik delik açsak sonra cama çekiçle vursak kırık hattı
deliğin üzerinden geçer. Bu örnekleri artırabiliriz.
Özellikle mandibula için geçerli bir model olarak, Kemik içerisine implant
koyma sırasında delinerek uzaklaştırılan kemik hacmi sebebi ile rijidite bozulacak
İmplant kemik sınırında belirgin bir mekanik zayıflık ortaya çıkacaktır.
Elastik modülleri birbirinden farklı olan 2 malzeme (kemik ve metal) cisim
birleşim hattından kolayca kırılacaktır. Çünkü gerilme ve büzülmeye karşı
dirençleri (elastik modülleri) farklıdır.
(Benzer problem kolondan karot örneği aldıktan sonra betonda ortaya çıkan
deliğin orjinalinden daha sert bir çimento ile doldurulması ile de ortaya
çıkabilir.)
Kemiğe gelen kuvvet, periimplant dokuda metale tutunmuş olan bir kaç yüz
veya bir kaç bin lenfositin veya osteositin mekanik direncini muhtemelen çok
kolayca aşacaktır.
Selüler seviyede osteointegrasyon gerçekleşmiş olsa bile kırılma kuvvetlerine
ihmal edilebilecek kadar zayıf bir karşı koyma yaratabilir.
İmplant endikasyonu koyarken (özellikle mandibular) kemikte kırılgan bir
yapı oluşacağı ihtimalini göz önüne almakta fayda olabilir.
Aspiratör çekmez olduğunda
veya kreşuarın (veya lavabonun) pis su gideri tıkandığında veya daraldığında
kreşuara tuzruhu döker 5-10 dk beklerim. Sonra çaydanlık dolusu kaynar su
döküp beklerim. Sonra kreşuarın suyunu 5-10 dk açık bekletirim. Tıkanıklık
açılır. Bu işlemin su sistemine zarar vermediğini deneyimliyorum.
Pirsink
Güney Amerika medeniyetlerinde kadınların evlenmek istediklerinde erkeklerin dikkatini çekmek için buna benzer takılar ile süslendikleri tarihi yazıtlarda rastlanmıştır. Arap yarımadasındaki kadınlar ayaklarını yere vurarak erkeklerin dikkatini çekiyorlarmış. uzak doğuda ise renkli dişlerden bahsedilmektedir. Bunların günümüzde uzantısı olarak, özellikle kadınların dudak burun kaş göbek kulak kıkırdağı veya buna benzer vücut bölgelerine metal halkalar (pirsink) takması sosyolojik bir olgudur. Bu takıların aşağıdaki mahzurları olabilir:
1- Mikrop yuvası olur. Temizliği imkansızdır.
2- İmmün sistem üzerine kronik mikrotravma şeklinde uyarı gönderir.
3- Akupunktur noktalarını kontrolsuz biçimde uyardığı için önceden kestirilemeyen
yan etkileri ortaya çıkabilir. Bu istenmeyen etkiler subklinik seyrediyor olabilir.
4- Zayıf travmalarda bile organ veya dokuların yırtılmasına sebep olur
5- Takıldığı organ veya dokunun fonksiyonlarını bozar (dilde konuşmayı, burunda rinonasal sekresyonu bozdması gibi)
Ünitin yerleştirilmesi
Koltukta oturan Hastanın yüzü pencereye yani odanın en aydınlık cephesine dönük olmalidir
. Tavan aydınlatması veya reflektör aydınlatmasından bağımsız olarak gün ışığı destekleyici bir aydınlanma olarak kullanılmalıdır. Koltukta oturan hastayı muayene ederken, pencereden gelen ışık hekimin sağ omuzu üstünden hastanın yüzüne gelmelidir
Anesteziden sonra göz kapağı uyuşması
Öyle zannediyorum ki: Pistona hızlı basınca bu oluyor
Başıma geldikçe bir kaç hastayı dikkatlice muayene edince gördüm ki, uyuşan ve tutuan yerleri alt alta koyuunca görünen köye kılavuzsuz varılıyor
Tutulan sadece maksiller sinir olsaydı sadece sensetifler kaybolacaktı. Fakat bu olaylarda sizin tarif ettiğiniz gibi motor da kayboluyor. Demekki N. maksilleristen fazlası dtutuluyor.
Bence:
Basınçla verilen solüsyon kasların arasından fossa pterigopalatina'ya giriyor. Maksiller sinirin uç dalı infraorbital bölge uyuştuğuna göre bunu anlıyorum. Hastanın şakaklarındaki saçları çekiştirince uyuştuğunu söylüyor. Burdan anlıyorum ki auriculotemporal sinir de tutuluyor. veya maksiller sinirin zigomatik dalı tutuluyor. Göz kapaklarının sadece motoru kaybolmuyor. Dikkat ederseniz sensetifleri de gidiyor. Yani N. frontalis de nakavt oluyor. Bu solüsyonun fossa petrigopalatina'ya girdiğini doğruluyor.
Solüsyon N. facialis'i nerede yakalıyor bilmiyorum. Ama bir şekilde yakalıyor. N. facialis'in motor iplikleri tutulduğu için etkilenen tarafta mimik kaslar duruyor. Göz kapağı kapanmıyor. Parasempatik iplikler de tutulduğu için etkilenen tarafta submanibular ve sublingual ve lakrimal salgılar da durur.
Solüsyon, Fissura petrotimpanica'da siniri yakalıyor diyesim var ama abartmış olurum. Solüsyon o kadar uzağa gidiyor olamaz.
Ben bu duruma giren hastayı inceleyerek senaryo hakkında tahminde bulundum. İlaveler yapılabilir.
İnjeksiyonu yavaş yaparsanız bu olumsuz olayı yaşamazsınız.
Eğer bir gün yaşarsanız hiç 1 şey yapmayın bekleyin. Mutlaka kendiliğinden ve sekel bırakmadan geçer. Solüsyonun uyuşukluk etkisinin hızlı geçmesini istiyorsanız sıcak suya batırılmış havlu uygulanabilir, bölge kasları spor yapma zorlanabilir vesaire..
Ağızda gaz molekülleri sayısı
P x V = n x R x T
P, basınç (N/m2); V, hacim (m3); n, mol sayısı (6.02x10^23); R, universal gas sabiti (8.31 J/K); T, sıcaklık (K); ağız boşluğu is 27 ±3cm3 (Furne J, 2002)
1.01 x 10^5 x 27 x 10-6 = n x 8.31 x 309
2.72 = n x 2567.8
n = 1.05 x 10^-3 x 6.02 x 10^23
n = 6.32.10^20 tane gaz molekülü
1 atmosfer basınçta 36 derece sıcaklıkta ağızda 6.32x10^20 tane gaz molekülü vardır.
Her ppb gaz 6.32 x 10^11 tane ömoleküle karşılık gelir
Ben kendi kliniğimde kanal ağzını bulmak için:
- Kavite tabanını Metilen mavisiyle boyuyorum böylece kanal ağzını görmeye başlayabiliyorum
- Kavite tabanına asit koymak gerekir diyorlar. Eskiden sitrik asit asetik asit sülfürik asit kullanılırmış. Şimdilerde çoğu kaynakta edta koyulur diyor ama ben bu güne kadar edta'nın kanal açtığına tanık olmadım. Onun yerine fosforik asit (kompozit asiti) kullanıyorum. Hızlı, kuvvetli, sonuca götüren ve bol bulunan bir maddedir.
- Esas olan ısrar etmektir ve görerek çalışmaktır.
Demir3+ içeren şurupları temiz dişte leke yapmaz.
.
Ağız temiz tutulursa hiçbir demir içeren şurup dişler üzerinde leke oluşmasına sebep olmayacaktır. Ağız kirli bırakılırsa şuruptaki demir(III), ortamdan oksijen çeker. Bu bir redoks reaksiyonudur. Ortamdaki oksijen azalınca OH- fazlası belirir. Redüksiyon potansiyeli düşer. pH yükselir. Alkali ortam oluşur. Demir oksit tuzları bakteri plaklarının üzerine çökmeye başlar. Dışardan bakanlar, şurubun dişi boyadığını zannedebilir. Dişte bakteri Plağı yoksa demir oksit dişe tutunamaz, dişi boyayamaz.
.
Dişlerini temizlemesini tembih ederek istediğiniz her(hangi) demir surubunu hastalarınıza yazabilirsiniz.
.
Hasta diş temizlemiyorsa hepsi boyar;
temizliyorsa hiçbiri boyamaz.
Gebelik diş çürütmez.
Gebelik diş çürütür diye yanlış bir inanış vardır.
Gebelik diş çürütmez.
Gebelik diş eti infeksiyonuna eğilim yapar.
Eğer ağızda plak yoksa eğilim bile yapmaz.
Yani ağzı temiz olan gebelerde diş eti infeksiyonu bile görülmez.
Her hastadan x çekilmemelidir
Diş tedavisine gelen hastalardan panoramik veya diğer röntgenler mutlaka çekilmek zorunda değildir. Her hastadan muayene öncesi röntgen çekmek uzun vadeli genetik hastalıklara meydan okumaktır.
Değişik ülkelerde, değişik şehirlerde ve değişik kliniklerde diş hekimlerinin muhtelif uygulamaları vardır. Kimisi muayene bile etmeden hastaya selam bile vermeden röntgenini çeker. Kimisi ihtiyaç duyduğunda çeker.
Ne kadar masum bir şikayet olursa olsun, herhangi bir diş hastasının çene kemiğinin derinliklerinde veya ağzının uzak kesimlerinde görülmeye değer, bilinmeyi hak eden, tanı konulmayı bekleyen, belkide acil müdahale edilmesinde fayda olan herhangi asemptomatik bir patoloji bulunuyor olabilir.
Öte yandan röntgen çekmek, az veya fazla dozda radyoaktif ışınların vücuda girmesi anlamına gelir. İster RVG adı verilen radyoskop, ister periapikal veya ister panoramik olsun hepsinin mutlaka ve kesinlikle radyasyon verdiği kesindir.
Radyasyon DNA zincirini kırar ve DNA molekülünün sakatlanmasına sebep olur. Kısırlık yapabilir, kanser yapabilir, genetiğimizi bozabilir, veya hiç bir şey yapmaya dozu yetersiz kalabilir. Ancak dozu yeteri kadar biriktiğinde bunları yapacağı kesindir. Hatta hiçbir şey yapmadı zannedilse bile, radyasyonu aldıktan sonra gelecekte dölleyeceğimiz bebeğin genetiğini de etkileyebilir.
Radyasyon birikicidir. Yani bu sene aldığımız minicik bir radyasyon, 35 sene sonra alacağımız radyasyonun üstüne eklenir. Vücuda alınan radyasyon asla unutulmaz, hiç eskimez, eksilmez, kaybolmaz, mutlaka hesabımıza alacak yazılır. Her radyasyon "nasıl olsa düşük dozdur" denilerek alınır. Veya kurşun önlüğün engellemediği kadarı vücudumuza girer ve bunun faturası belkide >50 yaşında ödenir. Yaşamınızın önceki yıllarında vücutta biriken radyasyon kadar ceza kesilir. Her hastaya rutin röntgen çekiyorsak 50 yıl sonrasının toplumuna kanser, sakatlık ve genetik deformasyon tohumları serpiştiriyoruz demektir. Emin olun bu tohumların bazıları yeşerecektir. Ama biz görmeyeceğiz ve gelecek nesillerde bizim yüzümüzden zarar gören bireyleri hiç bilemeyeceğiz.
O halde, biz hekimlere bir görev düşüyor:
Çok lazım olmadıkça hiç bir hastadan röntgen istememek gerekir. Hele ki kurşun önlük ile korunsa bile gebelerden röntgen çekmek daha büyük tehdittir. Klinik muayene ile tanı konulabilecek hastalıklar için tedbir olsun diyerek, veya merak gidermek amacı ile veya alışılmış olduğu sebebi ile, veya hastayı memnun etmek veya hastaya sükse yapmak, hastanın gözünde ilgili hekim imajı çizmek amacı ile veya yasalar, kurumlar istedi diye röntgen çekmemek gerekir.